DİSLEKSİ NEDİR?
Amerikan Psikiyatri Birliğinin tanımına göre (DSM-IV);
Özel öğrenme güçlüğü zekası normal ya da normalin üstünde olan bireylerin, standart testlere göre yaş, zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatım düzeyinin beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla tanısı konulan bir bozukluktur.
Eğitsel tanıda ise;
Çocuğun potansiyeli ile sergilediği performans arasındaki uyumsuzluk olarak açıklanmaktadır.
Normal ve yeterli bir eğitime, normal bir zeka düzeyine, uygun sosyokültürel çevreye rağmen ortaya çıkan okuma, heceleme ve yazmada yaşanan sorunlarla kendini gösteren bir çeşit bilgi işleme zorluğu olarak da tanımlanabilmektedir. Yapılan çalışmalar bu bireylerin bilişsel düzeylerinin düşünme, mantığa oturtma, anlama gibi soyut kısımlarının sağlam hatta ileri olmasına rağmen izole olarak fonolojik işleme süreçlerinde kelimeleri telaffuz etme ve deşifre etmede zorluklarının olduğunu göstermiştir. Disleksi bir hastalık değil bir öğrenme bozukluğudur. Nörolojik bir bozukluk olup nedenleri hala araştırılmaktadır.
DİSLEKSİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Okul öncesi dönemde belirtileri temel olarak; dil gelişiminde gecikme, isteklerini dile getirmede sınırlılık, zayıf hafıza, hikaye ve masallara karşı ilgisizlik, kavramları karıştırma, birbirine yakın kelimeleri ayırt edememe, dikkat dağınıklığı ve aşırı hareketlilik, zaman kavramında güçlük olarak sayılırken okul döneminde; okuma-yazmada güçlük, rakam ve sesleri birbirine karıştırma, akıcı okuyamama, ses, hece, kelime atlama veya ekleme gibi akademik alanda yetersizliklerle ortaya çıkar.
DİL ALANI
ALGISAL ALAN
MOTOR KOORDİNASYON ALANI
BELLEK ALANI
DİKKAT
ORGANİZASYON
DUYGUSAL-SOSYAL ALAN
DİSLEKSİNİN NEDENLERİ NELERDİR?
Genetik sebeplerden kaynaklanabilmektedir. Dizleksi görülen erkeklerin %35-40’ında, kızların ise %20’sinde pozitif aile öyküsü mevcuttur. Tek yumurta ikizlerinde birlikte görülme olasılığı çift yumurta ikizlerinden daha fazladır ve okuma bozukluğu ile ilişkilendirilen 4 farklı gen tanımlanmıştır.
Beyindeki yapısal ve işlevsel bozukluklardan kaynaklanabilmektedir. Sol temporal lob etkinliği ve görsel analiz alanındaki aktivite tüm disleksiklerde düşük bulunmuştur. Ayrıca disleksikler okumaya çalışırken sol alt frontal kortexte aktivite beklenenden çok daha fazla artar.
Fonolojik (ses bilimsel) sebeplerden ve/veya duyusal eksiklikten de kaynaklanabilmektedir. Bilgi işleme sürecinin basamakları şu şekildedir:
1. Girdi Aşaması: Bilginin duyu organları yolu ile beyinde algılanma sürecidir. Görsel, işitsel, dokunsal, kinestetik (hareket) ve vestibüler (denge)
2. İşlemleme Aşaması: Beyne giden bilginin işlenmesi sürecidir. (sıraya koyma, soyutlama ve organizasyon)
3. Bellek-Depolama Aşaması: Gelen bilgi beyinde işlendikten sonra kullanılmak üzere bellekte depolanır.( kısa süreli, uzun süreli ve işleyen bellek)
4. Çıktı Aşaması: Öğrenilen bilgiler konuşma, yazma, çizim, jest ve mimikler hareket yolu ile ifade edilirler.
Özel öğrenme güçlüğü olan bireyler bu basamakların birinde veya birkaçında sorun yaşamaktadır.
TANILAMA SÜRECİ
Disleksiyi belirlemek için birden fazla test kullanılmaktadır ancak en yaygın olanları WISC-R VE WISC-IV’tür. Ancak bu testler özelde yaptırıldığı takdirde resmi kabul edilmez ve 6-8 geçmeden testi tekrar uygulamak yanıltıcı sonuçlar doğurur. Bu nedenle tanılama devlet veya üniversite hastanelerinin çocuk psikiyatri servisinde yapılmalıdır. Çocuğun hastaneden tanı almış olduğuna ilişkin raporla RAM’a (Rehberlik Araştırma Merkezi) başvurularak kaynaştırma eğitimi almaya başlanır.
Disleksi zekası normal veya normal üstü bireylerde görülmesine rağmen raporda %20 engel yazmaktadır. Çünkü raporda en az %20 engel olmadığı takdirde destek eğitim hizmeti verilememektedir. Bu rapor yalnızca RAM ve özel eğitim kurumlarında kullanılmakta, ileriki dönemlerde çocuğun karşısına bir engel olarak çıkmamaktadır. Resmi tanı aldıktan sonra çocuk, okulunda haftada 12, özel eğitim merkezlerinde ise haftada 8 saat ücretsiz birebir ders alma hakkına sahip olacaktır.
DİSLEKSİYE EŞLİK EDEN BOZUKLUKLAR NELERDİR?
Özel öğrenme güçlüğü 3 alt başlığa ayrılmaktadır. Bunlar;
Disleksiyle birlikte bunların biri veya hepsi aynı anda görülebilmektedir. Ayrıca dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu da oldukça sık eşlik etmektedir.
Bu çocuklarda ilerde sosyal fobi, anksiyete bozukluğu, depresyon , benlik saygısında azalma gibi problemler sıktır. Erkek çocuklar davranış problemleri, agresyon gösterirken , kız çocuklarında içe kapanma depresyon sıktır. Disleksik çocukta yukarıda anlatılan tüm klinik bulguların birlikte görülmesine gerek yoktur, her çocuğun kendi profili vardır.
DİSLEKSİ İLE KARIŞTIRILABİLECEK DİĞER BOZUKLUKLAR NELERDİR?
İşitme ve görme engelinden kaynaklanmamaktadır. Uyaran disleksik kişi tarafından algılanır ancak bu uyarıyı işlemleme sürecinde bazı problemler olabilmektedir.
Zihinsel engelden kaynaklanmamaktadır. Disleksik kişiler normal veya normal üstü bir zekaya sahiptir. Bununla birlikte disleksi olan bireylerin tamamı üstün zekalı değildir.
Gelişim geriliğinden ve yaygın gelişimsel bozukluklardan (asperger sendromu, otizm spektrum bozukluğu) kaynaklanmamaktadır.
kaynaklanmamaktadır.
Travmatik bir sebebe bağlı değildir doğuştandır ve hayat boyu devam eder.
DİSLEKSİYİ YENMEK
Beyin sürekli olarak değişen ve kendini yenileyen esnek bir organdır. Genler ve deneyimler (eğitim) beynin değişiminde eşit öneme sahiptir. Her bir yeni öğrenme gen ifade şablonumuzda beyin hücre devrelerimizde değişiklikler yapmaktadır. Çocuğun zayıf ve güçlü yanları belirlenerek çocuğa yönelik bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlanır (BEP). Çocuğa uygun öğrenme stratejileri belirlenir. Pek çok duyuyu bir arada kullanarak öğrenme desteklenir. Çocuğun motivasyon, dikkat ve memnuniyet ağlarını teşvik etmek öğrenmede çok önemli. Benlik ve özsaygılarını destekleyici şekilde çabalarını överek hatalarını sabırla düzeltmek , çocuğa göre öğretme stratejisi belirlemek ilk hedef olmalıdır.
Özel öğrenme güçlüğü olan bireyler telafi mekanizmalarını kullanarak farklı alanlarda yaşıtlarına göre çok daha yetenekli olabilirler. Meraklı ve çevrelerine karşı ilgili olabilir, ilgi duydukları alanda kavramaları çok daha iyi olabilir, sözcükler yerine resimlerle düşünebilirler, sezgileri, hayalgüçleri gelişmiştir, yaratıcıdırlar, icat çıkarırlar, pratik çözüm yolları bulurlar ve kullanım klavuzunu okumadan makinayı söküp takabilirler.
ANNE VE BABA OLARAK NELER YAPMALIYIZ?
1- Unutulmamalıdır ki disleksi bir hastalık değil öğrenme güçlüğüdür ve doğru eğitimle disleksili çocuk yaşıtları gibi bir hayat sürebilmektedir. Çocuğun durumunu kabullenmek ve ona karşı sabırlı olmak çok önemlidir.
2- Başarıları konusunda onu yüreklendirirken başarısızlıkları konusunda kırıcı olmamak, aşağılamamak gerekir.
3- Başarı yalnız akademik başarı değildir, çocuğunuzun ilgi duyduğu alanları ve güçlü yönlerini fark edip bu konuda onu desteklemek özgüveni açısından oldukça faydalıdır.
4- Dil becerilerini geliştirmek ve hayal güçlerini kullanmalarını sağlamak adına kitap okuyup, radyo dinletilebilir.
5- Disleksili çocuklarda sosyalleşme ve iletişime geçip iletişimi sürdürme konusunda da eksikler görülebilir. Bu nedenle sosyalleşmesine katkıda bulunmak, faaliyetlere, kurslara gitmesini teşvik etmek hem başarılı olduğu alanları keşfetmesine hem de daha sosyal bir birey olmasına katkı sağlayacaktır.
6- Gündelik hayatta düzenli olarak yerine getirmesi gereken görevleri açıklayıp net talimatlar vermek bunları organize etmesini kolaylaştıracaktır.
7- Düzenli olarak yerine getirmesi gereken, yapabileceği sorumluluklar vermek de kendisine olan güvenini arttıracaktır.
OKUL YAŞAMINDA DESTEKLEMEK
DİSLEKSİK ÇOCUĞUN YASAL HAKLARI